5258 Sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kanunu 24.11.2004 tarihinde kabul edilmiş olup, 9.12.2004 tarih ve 25665 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak ilk kez uygulanmaya başlanmımıştır. Bu Kanuna göre Aile hekimi; kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Sağlık Bakanlığının öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiptir. Aile Sağlığı Elemanı; aile hekimi ile birlikte hizmet veren hemşire, ebe, sağlık memuru gibi sağlık elemanıdır.

Yine Aynı kanunun 3. maddesinde: Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye yetkilidir. Der.

Bu açıklamalar dahilinde AİLE HEKİMLİĞİ yapan doktorlar Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sözleşmeli ÜCRETLİ statüsünde çalışan DOKTORLAR olup, Sağlık Bakanlığı’na SÖZLEŞME İLE BELİRLİ SÜRELİ ÜCRET KARŞILIĞI ÇALIŞAN PERSONELLERDİR.

Ancak ilgili Kanun Maddelerinden de anlaşılacağı üzere 657 Sayılı Kanuna ve Diğer Kanunlarla Çalışan Sözleşmeli personellerden de AYRIDIR.

Buna göre AİLE HEKİMLERİNİN VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMLARINI Sırayla açıklayalım.

1-AİLE HEKİMLERİNİN GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU :

5258 Sayılı Kanunda da açıklandığı üzere AİLE HEKİMLERİ Sağlık Bakanlığı’na bağlı SÖZLEŞMELİ personel Statüsünde çalışmaktadırlar. Bu nedenle Tüm Aile Hekimlerinin bu çalışmaları karşılığında aldıkları paralar GELİR VERGİ KANUNU açısından ÜCRETTİR.

Aile Hekimliği görevini yapan doktorların Tek işverenden alınmış ve kesinti suretiyle vergilendirilmiş ücret gelirleri elde ettikleri için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilmeyecek, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde de bu gelirler beyannameye dâhil edilmeyecektir.

Ancak Aile Hekimliğinin yanında başkaca bir yerden ücret alan ve birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerin toplamı Gelir Vergisi Kanununda yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2013 yılı için bu tutar 26.000 TL’dir.) aşmayan mükelleflerin, tamamı kesinti yoluyla vergilendirilmiş ücretleri yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.

2-AİLE HEKİMLERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU :

Aile Hekimliği yapan DOKTORLARIN KDV. Kanunu açısından VERGİ MÜKELLEFİ değillerdir. Bu nedenle Aile hekimlerinin FATURA veya SERBEST MESLEK MAKBUZU düzenlemezler. Hastalardan herhangi bir ücret veya katkı payı da alamazlar.

Ancak Aile Hekimleri işyerinde kullandıkları giderler için Her tüketicinin mal veya hizmet alırken almak zorunda oldukları FATURA veya PERAKENDE SATIŞ FİŞLERİNİ alacaklardır. Bu onların KDV VERGİSİ MÜKELLEFİ oldukları anlamına gelmez.

Aile Hekimleri İşyerlerine ait TEMİZLİK, GÜVENLİK, SEKRETERYA, HASTA BİLGİLENDİRME işlerini kendilerine bağlı işçi statüsünde çalışan personellerine yaptırabilecekleri gibi, bu işlerini bu hizmeti veren KURUMSAL ŞİRKETLERE de yaptırabilirler.

Temizlik, Güvenlik, Sekreterya, Hasta Kabul gibi servislerde çalışan personelleri DIŞARDAN sağlayan Aile Hekimleri bu hizmetler için AYLIK BAZDA FATURA ALMAK ZORUNDADIRLAR.

KDV Kanunun 117 Nolu Tebliğ kapsamında Tebliğin (3.1.2.) bölümünde sayılanlara, faaliyetlerinin yürütülmesi ile ilgili işlemlerde kullanacakları işgücünün sağlanması şeklinde verilen hizmetlerde (işgücü temin hizmeti alımlarında) alıcılar tarafından (9/10) oranında KDV tevkifatı uygulanacaktır. 117 Nolu Tebliğin 3.1.2 Fıkrasında belirtilen KDV MÜKELLEFLERİ işgücü temin ettikleri firmalara yaptıkları ödemelerin KDV.sinin % 90’ını Tevkif etmek zorundadırlar.

Ancak AİLE HEKİMLERİNİN KDV. Mükellefiyetleri olmadığından KDV. Kanunun yukarıda bahsedilen 117 Nolu KDV Tebliği kapsamında TEVKİFAT KESME HAKKI YOKTUR. Böylelikle Aile Hekimlerinin işyerlerinde DIŞARDAN Şirketlere ait personellerin çalışmasında KDV TEVKİFATI olmayacaktır.

Örnek : Aile Hekimi A 2014 Yılının Ocak Ayında ARAS Personel Tedarik A.Ş.’den 1 Adet Temizlik, 1 Adet Sekreterya, 1 Adet Temizlik için 3 personellik sözleşme yapmış ve Her bir Personel için 1.000 TL Ücret ödemeyi kabul etmiştir. ARAS Personel Tedarik A.Ş.’nin A Hekimine düzenleyeceği fatura şöyle olmalıdır.

3 Adet Personel Tedarik ……………………….. 3.000 TL

Hesaplanan KDV. % 18 ……………………….. 540 TL

Toplam ………………………………………….3.540 TL

Not: Bu tutar 8.000 TL.’nin üzerinde olması halinde ödemenin BANKA veya FİNANS KURUMUNDAN ödenmesi gerekmektedir.

3-AİLE HEKİMLERİNİN MUHTASAR ( STOPAJ ) KARŞISINDAKİ DURUMU :

Aile Hekimleri İşyerlerine ait TEMİZLİK, GÜVENLİK, SEKRETERYA, HASTA BİLGİLENDİRME işlerini kendilerine bağlı işçi statüsünde çalışan personellerine yaptırabileceklerdir. Yani kendileri işveren olarak yanlarında personel çalıştırabilirler.

Aile Hekimlerinin yukarıdaki hizmetleri kendi personellerine gördürmeleri halinde, işyerine aldıkları her personeli işe başlamadan önce SGK’ya bildirimde bulunmak zorundadırlar.

İlk kez işçi alacaklar için SGK işyeri bildirgesi ve SGK işçi Bildirgelerini 1 (bir) ay içerisinde verebilirler. Daha sonraki işçi girişlerini mutlaka işe başlamadan 1 gün önceden bildirmek zorundadırlar.

Birden fazla Aile Hekimi bir arada çalışmaları halinde, Sorumlu Hekim Seçim Kararı alınmalı, SGK işlemleri Sorumlu Hekim adına yapılmalıdır.

Ayrıca işe alınan işçiler ile Belirsiz Süreli Hizmet Sözleşmesi veya Belirli Süreli Hizmet Sözleşmesi yapmaları gerekir. Personellere Ait Bir Özlük Dosyası açılmalıdır.

Aile Hekimine bağlı işçi statüsünde çalışan personellere ödenen paralar ÜCRETTİR. Bu nedenle GELİR VERGİSİ KANUNUN 94.Maddesi Kapsamında da GELİR VERGİSİ TEVKİFATI KESİLMEK ZORUNDADIR.

Aile Hekimlerinin Bilindiği üzere 26.08.2010 tarihli ve 27684 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 275 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile Aile hekimlerine 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan ödemelerden tevkifat yapma yükümlülüğü getirilmiştir.

Ancak, Aile hekimliği tevkifat işlemlerini düzenleyen 275 Sayılı GVK Genel Tebliğin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için yargı yoluna başvurulmuşlardır. Danıştay Başkanlığı 275 sayılı GVK Genel Tebliğin yürürlüğünün durdurulmasına karar vermiştir.

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı konuya ilişkin olarak 27/06/2011 tarih ve GVK-77/2011-3 sayılı Gelir Vergisi Sirküleri yayımlanmıştır. Söz Konusu Sirkülere göre 28/06/2011 tarihinden itibaren, aile hekimlerince GVK 94. maddeye göre yapılacak ödemelerden Tevkifat yapılmayacağı, Gelir İdaresince yeni bir Genel Tebliğ veya Sirküler yayımlanıncaya kadar, Tebliğ hükümleri askıya alınmıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığı, Danıştay’ın vermiş olduğu Yürütmeyi Durdurma Kararına itirazda bulunmuştur. Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 08/07/2011 tarih ve YD itiraz No:2011/13 sayılı kararı ile YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARINI KALDIRMIŞTIR.

Gelir İdaresi Başkanlığı web sayfasında 03/08/2011 tarihinde yayımladığı ve 78 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerine göre; Aile hekimleri tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemelerin vergilendirilmesi hakkında 26/08/2010 tarihli ve 27684 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 275 SERİ NO.LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİNİ UYGULAMASINA DEVAM EDECEĞİNİ Açıklamıştır.

Söz konusu yürütmeyi durdurma kararı nedeniyle 2011 TEMMUZ ayına kadar beyan edilmeyen Aile Hekimleri yanında işçi olarak çalıştırdıkları ve SGK primlerini ödedikleri personellere ait tevkifat tutarlarını Temmuz ayına ilişkin 23.08.2011 ayında verilecek muhtasar beyannameye dahil edeceklerdir.

Ancak Personellerini Personel Tedarik şirketlerinden tedarik eden, (SGK işlemleri tedarikçi firmaca yapılan) AİLE HEKİMLERİ açısından herhangi bir MUHTASAR DÜZELTMESİ veya TEVKİFAT HESAPLAMASI yapılmayacaktır.

Ayrıca Personel tedariki haricinde Aile Hekimlerinin Gelir Vergisi 94.Maddede Sayılan Kira Ödemeleri, Serbest Meslek (Avukat veya Mali Müşavir) ödemeleri ve Diğer 94.Maddede yapılan ödemelerinden GVK. 94. Maddesindeki oranlarda STOPAJ KESMEK ZORUNDADIRLAR.

Örnek: A Aile Hekimi yanında Asgari Ücretle çalışan B personeline ait 2014 Ocak Ayında 1075 TL Brüt maaşı vardır. Bu Personele ait GV. Kesintisi 137.06 TL Asgari Geçim İndirimi :80,33 TL.dir. Bu personel için Muhtasar Beyannamede ödenecek Gelir Vergisi : 137,06 – 80,33 = 56,73 TL.dir. Hem Personele 80,33 Asgari Geçim İndirimi Maaşı ile ödenecek, hem de 56,73 TL ve 8.16 TL Damga Vergisi Ertesi ayın (23 Şubat-2014 tarihine kadar Muhtasar Beyannamesi verilecek ve 26.02.2014 tarihinde Vergi ödenecektir. (10 Kişiden az personel çalıştıranlar Muhtasar beyannameyi 3 ayda bir Ocak-Şubat-Mart ayına ait dönemi Nisan ayı 23.üne kadar, Nisan-Mayıs-Haziran aylarına ait dönemi Temmuz ayının 23.üne kadar, Temmuz-Ağustos-Eylül aylarına ait dönemi Ekim 23.üne kadar, Ekim-Kasım-Aralık aylarına ait dönemi Ocak ayının 23.üne kadar beyan edip beyan edilen ayın 26.ncı günü en geç ödemek zorundadırlar.

Ayrıca SGK Primi Ocak 2014 ayı primini ise 23 Şubat 2014 tarihine kadar bildirimde bulunmalı ve Şubat 2014 sonuna kadar da ödemek zorundadır

Ayrıca Mali Müşavire de bu işlemler için Brüt 100 TL ödendiğinde de;

Brüt Ücret : 100

Hes.KDV. % 18 : 18

Toplam : 118

% 20 Stopaj Kesintisi : 20 …………Ertesi Ay Muhtasar Beyanname ile beyan edilip ödenecek.

Müşavire Ödenecek Net: 98

4-AİLE HEKİMLERİNİN VERGİ USUL KANUNU KARŞISINDAKİ DURUMU :

Aile Hekimliği yapan DOKTORLARIN VERGİ USUL KANUNU HÜKÜMLERİNE göre FATURA veya SERBEST MESLEK MAKBUZU düzenlemezler. YAZAR KASA veya DEFTER TUTMAZLAR. Hastalardan herhangi bir ücret veya katkı payı da ALMAZLAR.

Ancak Aile Hekimleri işyerinde kullandıkları giderler için Her tüketicinin mal veya hizmet alırken almak zorunda oldukları FATURA veya PERAKENDE SATIŞ FİŞLERİNİ veya SERBEST MESLEK MAKBUZU alacaklardır. Bu onların VERGİ USUL KANUNU kapsamında VERGİ MÜKELLEFİ oldukları anlamına gelmez.

5- AİLE HEKİMLERİNİN KENDİLERİNİN ÜCRETLERİ VE SGK KARŞISINDAKİ DURUMU :

AİLE HEKİMLİĞİ yapan doktorlar Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sözleşmeli ÜCRETLİ statüsünde çalışan DOKTORLAR olup, Sağlık Bakanlığı’na SÖZLEŞME İLE BELİRLİ SÜRELİ ÜCRET KARŞILIĞI ÇALIŞAN PERSONELLERDİR.

Ayrıca Aile Hekimliği Kanunu ilgili Maddelerinden de anlaşılacağı üzere 657 Sayılı Kanuna ve Diğer Kanunlarla Çalışan Sözleşmeli personellerden de AYRIDIR.

Buna göre AİLE HEKİMLERİNİN kendi çalışmaları Sağlık Bakanlığı’na bağlı 4/a kapsamında Sözleşmeli personel olup adlarına ödenen primler de 4/a kapsamında SGK. Primi ödenmek zorundadır. (Eski adı ile SSK.lıdırlar. Emekli Sandığı veya başka bir kanun kapsamında kesinti yapılmayacaktır.)

Ayrıca eski adı ile Emekli Sandığından veya SSK.’dan emekli olanların tekrar Aile Hekimi olarak çalışmaya başlaması halinde de Emekli Maaşları kesilmeyecek sadece SGK’ya % 7.5 oranında Destekleme Primi kesilecektir.

Ancak Türkiye geneli 700 civarı Aile Hekimi doktorun başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.

Bize başvuran bir çok doktordan Emekli olup, tekrar Aile Hekimi olarak Sağlık Bakanlığı Aile Sağlığı Merkezinde Sözleşmeli çalışmaya başlamışlar, Maaşlarından SGK 4/a kapsamında Destekleme Primi kesilmekteyken bir gün SGK.’dan ekte sunduğum yazı gelmiştir. Yazıda; “Kurumumuzun ……….. Sicil Numarasında Emekli aylığı almaktasınız, 5335 Sayılı Kanun ve KHK’nın 30 maddesi gereğince başka bir kamu kurumunda çalışmanız halinde emekli maaşınız kesilmesi gerekmektedir.” Demektedir. Ayrıca “5510 Sayılı SGK kapsamında ödenen fazla ödenen maaşların iade edilmesi gerekir denmektedir. Ayrıca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağı, 15 gün içerisinde fazla ödenen maaşın geri ödenmesi gerektiği” tebliğ edilmiştir.

Bu yazıyı olan doktorlardan biri olan Doktorlar dürüst bir davranış olarak ben her halde yanlış yaptım diyerek gidip yazıda belirtilen parayı SGK.’ya ödemiştir.

Ancak yapılan bu uygulamadan da rahatsız olmuştur. Bu nedenle Doktorlar’ya ve Sağlık Bakanlığı’an dilekçe ile durumunu anlatmış ve yapılan bir hatanın olduğunu, Aile Hekimlerinin Kamu personeli olmadığını, bu nedenle Özel Kanunla Sözleşmeli olarak görevlendirildiğini, Ayrıca Emekli Sandığı maaşının kesilmemesi gerektiğini ve SGK.’ya Destekleme Primi ödemesi gerektiğini bildirmiştir. Müspet bir cevap gelmediği için, Aile Hekimi Doktorlar hem Sağlık Bakanlığı’na hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’na dava açmıştır. Ancak yargılama henüz bitmemiştir. Aile Hekimi Doktorların hem emekli maaşları kesilmiş, hem de Aile hekimliği maaşları Normal SGK’.lı çalışan gibi % 14 prim kesilmektedir.

Sağlık Bakanlığı Doktorlar için hazırladığı 2013/1.ay bordrosunda Destekleme Primine tabi Emekli Çalışan, 2012/1 Ay Bordrosunda 4/a SGK’ya tabi Normal çalışan, 2012/1. ayrıca istenen bordroda ise, SKG 4/c kapsamında Memur olarak bordro hazırlamıştır. Sağlık Bakanlığı Personel Dairesi bu konuda aynı ayda bile farklı farklı bordro hazırlayarak statümüzün ne olduğunu kendisi de yanlış yapmıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumu da Aile Hekimi olarak çalışan Doktorları 4/a kapsamında çalışan olarak kabul etmelidir. Doktor emekli olmadı ise SGK 4/a Kapsamında Normal Çalışan, Doktor emekli ise 4/a Kapsamında Destekleme Primi talep etmelidir.

SONUÇ :

Gelir Vergisi, Katma Değer Vergisi, Muhtasar (Stopaj) Vergisi, Vergi Usul Kanunu ve SGK Kapsamında Aile Hekimlerinin uygulayacağı hususları açıklamaya çalıştık. Aile Hekimleri yukarıdaki sorumluluklarını her ay yerine getirmek zorundadır. Yanlarında işçi-işveren statüsünde çalışan personeller ve Gelir Vergisi Kanunun 94. Maddesi Kapsamında yaptıkları ödemeler için tevkifat uygulayacaklardır. Ancak KDV Kanunu açısından Aile Hekimlerinin bir mükellefiyetleri olmadığından KDV Tevkifatı yapmayacaklardır. Ayrıca da Gelir İdaresi tarafından KDV uygulanacağına dair bir sirküler mevcut değildir.

Ayrıca Aile Hekimlerinin Kendilerinin Emekli olması halinde maaşlarının SGK’da 4/a Destekleme Primi % 7,5 ödemeleri, Emekli değiller ise, 4/a kapsamında Normal Çalışan olarak % 14 SGK Primi kesilmesi gerekmektedir. Aile Hekimleri kesinlikle Memur veya başka bir statüye sokmak kanunen doğru değildir.

Bu bağlamda tüm Aile Hekimlerini bilgilendirmeye dönük bu makalemizden istifade edeceklerini etmelerini temenni ederiz.

Ahmet GÜNDÜZ – YMM