501
  • Alo Bilgi

Salgına Karşı Sosyal Koruma Nasıl Olacak?

Küresel salgın başladığından bu yana sosyal korumaya ilişkin finansman açığı yaklaşık yüzde 30 arttı. Bu durumdan en çok düşük gelirli ülkeler etkilendi

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan ‘Sosyal Korumanın Finansman Açığı: Kovid-19 Krizi Işığında ve Ötesinde Küresel Tahminler ve Gelişmekte Olan Ülkeler için Stratejiler’ başlıklı rapora göre, küresel salgın başladığından bu yana sosyal korumaya ilişkin finansman açığı yaklaşık yüzde 30 düzeyinde artmış.

Bu durumun temel nedenleri, genel tecrit süresince işlerini kaybetmiş işçiler için sağlık hizmetleri ve gelir güvenliği ihtiyacının artması ve kriz nedeniyle GSYH’nin küçülmesi.

Rapor, sadece 2020 yılında herkes için temel gelir güvenliği ve temel sağlık hizmetine erişim sağlamak için gelişmekte olan ülkelerin yaklaşık 1.2 trilyon dolar yatırım yapmaları gerektiğini ortaya koyuyor. Söz konusu rakam, bu ülkelerin gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYH) ortalama yüzde 3.8’ine denk geliyor.

 

 

Ne anlama geliyor?

Sosyal koruma, sürdürülebilir kalkınmanın ve sosyal adaletin sağlanmasında, sosyal güvenliğin temel bir insan hakkı olduğu anlayışının yerleşmesinde anahtar bir rol oynuyor. Bu bakımdan, sosyal koruma, sosyal politikanın temel amaçları arasında.

Öyle ki, insan hakları belgelerinde çeşitli biçimlerde yer verilen bir sosyal hak olarak karşımıza çıkıyor. Temel bir insan hakkı olan sosyal koruma, yaşam boyunca karşılaşılan kırılganlıklar, yoksunluklar ve yoksullukla mücadele etmek amacıyla geliştirilen politika ve programları kapsıyor ve çocuklar, aileler, yaşlılar ve engelliler gibi kırılgan toplumsal grupları şemsiyesi altına alıyor.

Bununla birlikte, hamilelik, işsizlik, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve genel sağlık koruması şeklinde kapsamlı bir çerçeve de içeriyor.

 

 

4 milyar kişi korumasız kaldı

Kovid-19 salgını, sosyal koruma açısından kabul edilemeyecek kadar yüksek kapsama açıkları olduğunu dramatik şekilde gözler önüne serdi. ILO tahminlerine göre, halihazırda küresel nüfusun yalnızca yüzde 45’i etkin bir şekilde en az bir sosyal koruma ödeneği kapsamında. Geriye kalan 4 milyar kadar insan ise Kovid-19 krizi vurduğunda tamamen korumasız kaldı.

ILO raporuna göre, düşük gelirli ülkelerde durum özellikle umutsuz. Çünkü sosyal koruma açığını kapatmak için bu ülkelerin GSYH’lerinin yaklaşık yüzde 16’sını, başka bir ifadeyle yaklaşık 80 milyar dolar harcamaları gerekiyor.

Salgınının ekonomi üzerindeki etkisini azaltmaya yönelik ulusal ve uluslararası önlemler kısa vadeli finansman yardımları sağladı. Ancak bu yardımlar ne yazık ki gelişmekte olan ülkelerdeki sosyal korumaya ilişkin finansman açığını kapatmak için gereken miktarın yalnızca küçük bir kısmını temsil ediyor.

 

 

Çocuklardan yaşlılara dek

Sosyal koruma harcamaları temel olarak aşağıdaki kalemleri kapsıyor:

Çocuklara nakit para aktarımı

Yeni doğum yapmış anneler için doğum yardımları

Engellilik yardımları

Yaşlılar için sosyal emeklilik maaşı

 

 

Cem Kılıç / Milliyet Gazetesi











Sponsorlu Bağlantı


Diğer Yazılar