194
  • AHMET GÜNDÜZ

Sabah memurlar: Sanayi ve Ticaret Odasında çalışanlarını ilgilendiren soru!

657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 4/B maddesine tabi sözleşmeli personel olarak çalışan bir personelin, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde çalışan eşini gerekçe göstererek eş durumu tayini yapılması mümkün mü? Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği personelinin kamu personeli sayılır mı?

 

06/06/1978 tarihli ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların” Ek 3 üncü maddesinde, “…b) Personelin eş durumuna bağlı kurum içi yer değişikliği talebi; vizeli olduğu birimde fiilen en az bir yıl çalışmış olması, geçiş yapacağı hizmet biriminde aynı unvan ve niteliği haiz boş pozisyon bulunması ve kamu personeli olan eşin, kurum içi görev yeri değişikliği mümkün olmayan veya mevzuatı uyarınca zorunlu yer değiştirmeye tabi tutulan bir görevde bulunması kaydıyla yerine getirilebilir…” hükmü yer almaktadır. Bir personelin bu hükümden yararlanabilmesi için eşinin kamu personeli olması gerekmekte olup; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde çalışan eşin kamu personeli olup olmadığını inceleyelim.

 

2709 tarihli ve 1982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 135 inci maddesinde, “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir…” hükmü yer almaktadır.

 

18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 2 nci maddesinde, “Bu Kanun; ticaret ve sanayi odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, deniz ticaret odaları, ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kuruluşlarına, organlarının nitelikleri ve seçim usulleri ile organlık vasfını yitirme hâl ve usullerine, görev ve yetkileri ile çalışma usullerine, üyeleri ile olan karşılıklı hak ve yükümlülüklerine, gelir ve harcamaları ile bütçelerine ilişkin esasları kapsar.” hükmü, 4 üncü maddesinde, “Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve bu Kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.” hükmü, 23 üncü maddesinde, “Oda gelirleri Odaların gelirleri şunlardır:

a) Kayıt ücreti.

b) Yıllık aidat.

c) Munzam aidat.

d) Yapılan hizmetler karşılığı alınan ücretler.

e) Belge bedelleri.

f) Yayın gelirleri.

g) Bağış ve yardımlar.

h) Para cezaları.

ı) İştirakler kârı.

j) Gemilerden alınacak ücretler.

k) Misil zamları.

l) Menkul ve gayrimenkul sermaye iratları, şirket kârları ve döviz gelirleri.

m) Tarife tasdik ücreti.

n) Sair gelirler…” hükmü, 73 üncü maddesinde ise, “Oda, borsa, Birlik ve bunların kurduğu teşekküllerde istihdam edilenler bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4857 sayılı İş Kanununa tâbidir.” Hükmü yer almaktadır. Personele ilişkin tüm iş ve işlemler yetkili kurullar tarafından yerine getirilmektedir. Yukarıda yer verilen hükümlerin tetkikinden, bu kuruluşların kamu kurumu değil, kamu kurumu niteliğinde kuruluşlar olduğu ve bütçesinin tamamen özel gelirlerden oluştuğu anlaşılmaktadır.

 

Danıştay İdari İşleri Kurulunun 16/02/2012 tarihli ve E:2011/7, K:2012/1 sayılı Kararında da bu husus şu şekilde açıklanmıştır: “Kamu hizmeti gören belli meslek gruplarının işleyişini disipline etmek ve standardını geliştirmek amacıyla kurulan meslek kuruluşları, kamu kurumu değil, kamu kurumu niteliğinde kuruluşlardır. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, yerinden yönetim kuruluşu olmadıkları gibi hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşu (kamu kurumu) da değildirler. Bu meslek kuruluşlarına bazı kamusal yetki ve imtiyazın verilmesi, üstlendikleri kamu hizmetini yerine getirebilmenin temini içindir.”

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği personelinin kamu personeli olup olmadığını da inceleyelim.

 

2709 tarihli ve 1982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci maddesinde, “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm Devletin asli ve sürekli işlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmesini, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri gibi hususların ise Kanunla düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Ayrıca, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinde kamu hizmetlerinin hangi istihdam şekilleriyle gördürüleceği hususu düzenlenmiş olup, sayılan istihdam şekillerinden her birinin kadro ve pozisyon bağı ile teşkilatla olan ilişkisi belirtilmiştir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesinde süreklilik ve istikrarın sağlanması için bir kadro ve pozisyona ihtiyaç duyulmaktadır. Kadro ve pozisyon kamu hizmetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan personelin miktarını ve niteliğini göstermekte olup, personelin teşkilatla ve dolayısıyla kamu hizmetiyle kaynaşmasını sağlamaktadır. Literatürde de kamu personeli olma kriterleri olarak; bir kamu tüzel kişisine bağlı olarak çalışma, bir kamu tüzel kişisi ile istihdam ilişkisinin bulunması, kişi ile idare arasında bir kamu hukuku bağı olması şartları sayılmıştır. Bu açıdan söz konusu kuruluşlarda çalışan personel ile kamuda istihdam koşullarını düzenleyen mevzuat arasında bir bağ bulunmamaktadır.

 











Sponsorlu Bağlantı


Diğer Yazılar