290
  • serpil

Maliye Politikası ve Bütçe

Anayasa’nın 73. maddesi gereği “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle” yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır.

 

 

2020 yılı Bütçe gerekçesinde ifade edildiği üzere kamu gelir politikaları 2020-2022 yıllarında gerekli mali alanın temini suretiyle makroekonomik değişim sürecinin desteklenmesi, kamu harcamaları için ihtiyaç duyulan finansmanın sağlanması, sosyoekonomik kalkınma ve adaletin desteklenmesi, ekonominin uluslararası düzeyde rekabet gücünün arttırılması ve yurt için tasarruflara katkı sağlanması hedefleri doğrultusunda yürütülecektir. Şöyle ki;

 

 

Kamu gelirlerinin kalitesi arttırılarak, bütçenin gelir performansının yükseltilmesi amacıyla vergi tahsilatında etkinliğin arttırılması, gönüllü uyumun teşvik edilmesi, uyum maliyetlerinin azaltılması, vergi ve diğer gelirlerin sürekli ve kalıcı kaynaklardan modern yöntemlerle ve en az maliyetle toplanması sağlanacaktır.

 

 

• Vergide adaletli olabilmek amacıyla etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kademeli olarak kaldırılarak vergi tabanının genişletilmesi sağlanacak, bu bağlamda da mevzuat sadeleştirilecektir.

 

• 2020-2022 döneminde vergi alacaklarına ilişkin yapılandırmaya gidilmeyecektir.

 

• Vergi incelemelerinde sektörel uzlaşma ve elektronik denetime öncelik verilecek ve bu tür denetimler arttırılacaktır.

 

• Taşınmaz değerleme sistemi kurularak gayrimenkul envanteri tamamlanacak, gayrimenkul değerlendirme sistemi tapu harçları ve emlak vergilerinin gerçek değerleri üzerinden alınmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecektir.

 

• İmar değişikliklerinden kaynaklanan değer artışlarının vergilendirilmesine ilişkin mevzuat ve uygulaması etkinleştirilecektir.

 

• İkinci ve sonraki konut alımlarında vergileme ve kredi kullanımına ilişkin düzenleme ve uygulamalar üretken olmayan yatırımların cazibesini azaltmak saikiyle gözden geçirilecektir.

 

• Kayıt dışı ekonomi ile planlı mücadeleye kararlı bir şekilde devam edilecek, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele, bilgi işlem teknolojinin kullanımı yaygınlaştırılacaktır.

 

• Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde müktesebata ve üyesi olduğumuz diğer uluslararası kuruluşlarca vergisel alanda belirlenen standartlara uyum çalışmalarına devam edilecektir.

 

Bilindiği üzere kamu harcamalarının finansmanı için ihtiyaç duyulan kamu gelirlerinin en temel kaynağı vergilerdir.

 

Vergiler aynı zamanda kaynak dağılımı, ödemeler dengesi, kalkınma ve sürdürülebilir büyüme gibi konularda da ekonomik ve sosyal politikaların önemli bir uygulama unsurudur.

 

Bu bağlamda da ekonomide temel amaç üretimi, büyümeyi ve istihdamı destekleyen; kayıt dışı ekonomiyi azaltan ve aynı zamanda makroekonomik politikalarla eşgüdümlü, etkin, verimli ve gönüllü uyumu arttıracak bir vergilendirme sisteminin oluşturulmasıdır.

 

Bu amaçlar doğrultusunda uygulamada gelir politikasının uygulanmasında mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu sağlamak ve mükellef – idare beraberliğini sağlayacak bir ortamı paylaşmak zorunlu hale gelmektedir.

 

Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı’nın gelir politikasını adalet ve tarafsızlık içinde öğretici ve yönlendirici çalışmaları dikkate alındığında, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun sağlanması daha da kolaylaşmış olacaktır.

 

Hızla gelişen teknoloji ve çeşitlenen ekonomik faaliyet ve etkinlikler vergiyi doğuran olayların da artmasına neden olabilmekte, bu bağlamda da mükelleflerin bilgilenme hak ve istekleri artmaktadır.

 

Bu alanda da vergisel konularda mükellefleri daha hızlı, etkin ve doğru bilgilendirmek, vergiye gönüllü uyumu arttırmak ve uyum bilgilendirmesini mümkün olduğunca çabuklaştırmak, mükellef-idare beraberliğini sağlayacaktır.

 

Ancak yukarıda sunmuş olduğumuz vergisel gelişim tablosunun gerçekleşmesi sanıldığı kadar kolay değildir. Öncelikle belirtelim ki vergi gelirlerinin arttırılması kadar harcama alanlarının seçimi ve şeffaflığı da önemlidir.

 

Vergi mükelleflerinin vergilendirilmesinde geçerli olan şeffaflık ve eşitlik ilkeleri hukuki açıdan da ayrı bir özellik göstermektedir.

 

Türk halkı geçmişte göstermiş olduğu toplumsal duyarlılığı ülkesinin geleceği açısından daha yüksek bir hassasiyetle sürdüre gelmektedir.

 

Bu nedenle güncel, bilimsel ve teknik nitelikteki toplumsal gereksinimlerin sağlanmasına yönelik çalışmaların gelecek açısından değerlendirilmesi ve gerçekleştirilmesi yönünde fedakârlıklarını sürdüreceğini kalben kabul etmek, engelleri kaldırmak zorundayız.

 

 

(Dünya Gazetesi | 04.03.2020)











Sponsorlu Bağlantı


Diğer Yazılar