243
  • Alo Bilgi

İşveren koronavirüs sebebiyle ücretsiz izin vermek zorunda mıdır?

Salgın hastalıkta (Koronavirüs) işveren yükümlülükleri

Çin merkezli olarak ortaya çıkan, dünya geneline yayılan ve son olarak Türkiye’de de görüldüğü resmi olarak açıklanan koronavirüs (Covid-19) ile ilgili işverenlerde bir tedirginlik söz konusu. Kolay değil, hayati sonuçları olan bir salgın hastalıkta, bir yandan yasal mevzuatın yüklediği sorumlulukları diğer yandan işletmenin geleceğini düşünmek durumundalar. Biz bu yazımızda, işverenlerin kafasını meşgul eden en yaygın sorulara cevap vermeye çalışacağız.

 

 

İşveren olarak bugün itibariyle almamız gereken ilave tedbirler var mıdır?

İşverenlerin “sağlık gözetimi” kapsamında almaları gereken tedbirler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile bu kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmeliklerde belirlenmiştir. Buna göre söz konusu mevzuat kapsamında rutin sağlık gözetimi süreci (işe giriş sağlık raporları, periyodik kontroller, koruyucu ekipmanlar, iş hijyeni vb.) devam ettirilecektir. Bu kapsamda işyeri ve çalışan hijyeninin azami ölçüde sağlanması için işyeri hekiminin tavsiyeleri doğrultusunda gerekli tedbirler alınmalıdır. Ancak faaliyet gösterilen sektörün risk durumuna göre (özel okul, hastane, havayolu şirketi, gösteri-sanat merkezleri vb.), işyeri iş sağlığı ve güvenliği kurulunun toplanak, alınması gereken ilave tedbirleri karara bağlaması, bunların çalışanlara duyurulması ve takibi gerekmektedir.

 

 

İşveren koronavirüs sebebiyle ücretsiz izin vermek zorunda mıdır?

Belirli bir bölgede veya ülke genelinde karantina ilan edilmediği ve sokağa çıkma yasağı uygulanmadığı sürece, işverenin ücretsiz izin verme zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak isteyen işveren çalışanların da onayı ile ücretsiz izin uygulaması başlatabilir. Ücretsiz izin uygulamasının süresiyle ilgili bir kısıtlama bulunmamaktadır.

 

 

İşveren, çalışanlarına yurtdışı yasağı koyabilir mi?

İşveren, çalışanları için yurtiçi veya yurtdışı seyahat yasağı veya kısıtlaması koyamaz. Seyahat özgürlüğü anayasal bir hak olup, sadece mahkeme kararı veya olağanüstü hallerde idare tarafından kısıtlanabilir.

 

 

​Evden/uzaktan çalışmaya geçilebilir mi?

4857 sayılı İş Kanunu 14. maddesi, işçinin evden/uzaktan çalışmasına imkan sağlamaktadır. Ancak normalde işyerinde çalışan bir işçinin evden/uzaktan çalışmaya geçmesi, iş sözleşmesinde esaslı değişiklik anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu değişikliğin işçi ve işverenin ortak kararı ile alınması gerekmektedir. İşveren tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak evden/uzaktan çalışmaya çevrilmesi halinde, işçi altı gün içerisinde bu değişikliği kabul etmediğini belirtirse, değişiklik işçiyi bağlamayacaktır. Aynı süre içerisinde işçi herhangi bir itirazda bulunmaz ise evden/uzaktan çalışma sözleşmesi kurulmuş olacaktır. Her halükarda evden/uzaktan çalışma sözleşmesinin yazılı yapılması gerekmektedir. İşveren, yönetim hakkı kapsamında -işçilerin kabulü şartıyla- evden/uzaktan çalışma sözleşmesi yapacağı departman ve işçileri belirleyebilir. Evden/uzaktan çalışma sözleşmesine belirli bir süre sınırı konulabilir. Süre sonunda normal çalışma durumuna dönülebilir.

 

 

İşçi seyahatten imtina edebilir mi?

İşi gereği şehirlerarası veya uluslararası seyahat etmesi gereken işçi, gideceği bölge veya ülke için bir karantina uygulaması yok ise, seyahatten imtina edemez. Yahut bu görev, işçi için haklı fesih sebebi sayılmaz. Ancak işverenin, sağlık gözetimi sorumluluğu gereği, salgın hastalığın yoğun yaşandığı bölgelere seyahatleri, işyeri hekimi veya varsa işyeri sağlık ve güvenlik kurulunun görüşü doğrultusunda sınırlandırması uygun olacaktır.

 

 

İşyerinde Covid-19 vakası tespit edilirse ne yapılmalıdır?

Çalışanlarından birisinde Covid-19 vakası tespit edilen işveren, hasta personel için gerekli karantina tedbirlerinin alınması için İl Sağlık Müdürlüğü halk sağlığı birimini derhal bilgilendirmelidir. Ayrıca ilgili resmi görevliler tarafından işyerinde alınması önerilen tedbirleri (işyerinin tamamen karantinaya alınması, dezenfekte edilmesi vb.) derhal hayata geçirmelidir. Bunun yanında işyeri hekimi ve varsa işyeri sağlık ve güvenlik kurulu tarafından diğer çalışanlara gerekli bilgilendirme yapılmalıdır. Covid-19 vakası 5510 sayılı Kanun açısından iş kazası veya meslek hastalığı sayılmadığından, hastalığa yakalanan işçi için SGK’ya iş kazası ve meslek hastalığı bildiriminin yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda bir H1N1 vakası Yargıtay 21. dairesi tarafından iş kazası sayılmışsa da bu konuda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı bulunmadığından, 21. daire kararının işverenler için bağlayıcılığı yoktur.

 

 

Öte yandan işyerinde herhangi bir çalışanda ortaya çıkan Covid-19 vakasını ilgili halk sağlığı birimlerine bildirmeyen ve diğer çalışanları da bu konuda bilgilendirmeyen işveren, 5510 sayılı Kanunun 21. ve 76. maddeleri ile 6331 sayılı Kanunun 15. maddeleri gereği sorumlu tutulabilecektir. Türk Ceza Kanunu kapsamında yapılacak işlemler saklıdır.











Sponsorlu Bağlantı


Diğer Yazılar