251
  • serpil

E-Arşiv Fatura Olarak Düzenlenme Zorunluluğu Getirilen 5.000 TL ve 30.000 TL Sınırındaki Faturaları Kimler Niye Düzenlemesin!

509 sıra nolu VUK Genel Tebliği ile Brüt Satış Hasılatı ve sektör bazlı belirlenmiş kriterlere göre mükelleflerin e- uygulamaları zorunlu kullanım kapsamı genişletilmiştir. Aynı Tebliğ ile e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflere de belli sınırlar üzeri düzenleyecekleri faturalar bakımından e- Arşiv Fatura düzenleme zorunluluğu getirilmiştir.

 

 

e-Arşiv Fatura uygulamasına dahil olmayan mükelleflerce, 1/1/2020 tarihinden itibaren düzenlenecek faturaların, nihai tüketicilere düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarının 30.000 TL’yi, vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dahil toplam tutarı 5.000 TL’yi aşması halinde, söz konusu faturaların, Tebliğde belirtilen istisnai durumlar haricinde, e-Arşiv Fatura olarak Başkanlıkça sunulan e-Belge düzenleme portalı üzerinden düzenlenmesi gerekmektedir.

 

 

Bu kapsamdaki faturalar, GİB’in ücretsiz olarak mükelleflere açtığı e-Belge düzenleme portalı aracılığı ile Başkanlığın mali mührü ile düzenlenebilecektir.

Bu uygulama, zorunlu veya ihtiyarı olarak e-Fatura ve e-Arşiv Fatura kullanıcısı olmayan; kağıt ortamında fatura düzenlemeye devam eden mükellefler tarafından, belirlenmiş tutarların üzerinde düzenlenecek faturalar için zorunlu olarak kullanılacaktır.

 

 

Bilanço, işletme ve basit usul ayrımı yapmaksızın e-Fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflerin tamamını ilgilendirmektedir.

Aynı günde aynı kişilere düzenlenen faturalar topluca birlikte değerlendirilecek olup, faturaların vergi dahil tutar toplamının belirtilen tutarı aşması halinde, söz konusu faturaların e-Arşiv Fatura olarak düzenlenmesi ve alınması zorunluluğu bulunmaktadır.

 

 

Söz konusu faturaların Tebliğde belirtilen istisnai durumlar haricinde e-Arşiv Fatura yerine matbu (kağıt) fatura olarak düzenlenmesi veya alınması halinde, faturayı düzenleyen ile nihai tüketici dışındaki vergi mükellefiyeti bulunan alıcı hakkında düzenlenen veya alınan her bir kağıt fatura için ayrı ayrı olmak üzere Kanunun 353 üncü maddesinde öngörülen cezai hüküm uygulanacaktır.

 

 

Satıcı ve alıcının her ikisinin de e-Fatura uygulamasına kayıtlı kullanıcılar olması halinde, bunlar arasında düzenlenen faturaların tamamının e-Fatura olması gerekmektedir.

e-Arşiv Faturalar, Başkanlıkça ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanacak kılavuzlarda açıklanacak usul ve esaslara göre düzenlenecektir.

Yapılan bu yasal düzenlemenin muhatabı direkt mükellefin kendisidir. Buna rağmen elektronik uygulamalar kapsamında düzenlenmesi gerekecek faturaların, kim tarafından düzenleneceği konusu çok yersiz bir şekilde meslek mensuplarının gündemi olmuştur.

 

 

Elektronik ve/veya kağıt ortamda düzenlenmesi gereken fatura ve diğer belgelerin mükellefin bizzat kendi bünyesinde ve kendi kontrolünde düzenlenmesi hususu önemlidir. VUK 229 uncu maddesine göre;  Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.

 

 

e-Belge, şekil hükümlerinden bağımsız olarak Vergi Usul Kanununa göre düzenlenmesi zorunlu olan belgelerde yer alan bilgileri içeren elektronik kayıtlar bütünüdür. Kağıt ortamındaki sürecin elektronik ortama taşınmasından ibarettir.

Vergi Usul Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve ilişkili olunan diğer mevzuat hükümlerinde yer alan usul ve esaslar ile Muhasebe Standartlarına uyum açısından, elektronik belgelerin düzenlenmesinde şekil dışında herhangi bir farklılık olmayacaktır. Kağıt ortamındaki düzenlemelere nazaran daha fazla dikkat ve özen gerektireceği tabiidir.

 

 

Bağımsız çalışan meslek mensuplarının e-uygulamalara meslek yasası ve ilişkili olunan diğer mevzuat hükümlerinden doğan görev ve sorumluluklarının yanında denetim ve danışmanlık desteği vermek dışında başkaca bir dahli söz konusu dahi olmamalıdır. Faturayı ister işletmenin kendi bünyesinde çalışan muhasebe personeli düzenlesin, ister bizzat işletme sahibi düzenlesin, her halükarda mükellefin kendi bünyesinde ve kendi sorumluluğunda tamamlanması gereken bir süreç olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

 

 

e- Uygulamalara dahil olan mükellefler, muhasebe sürecine dair görev ve sorumluluklarını (belge düzenleme, kayıt oluşturma, saklama vb.) yerine getirirken TTK ve VUK’ da yer alan sürelere, usul ve esaslara her zamankinden daha fazla dikkat göstermelidir. Aksi halde kağıt ortamındaki bazı alışkanlıkların sürdürülmesi ağır cezai yaptırımlarla karşılaşmayı kaçınılmaz kılacaktır.

e-Uygulamaların zorunluluk kapsamının yaygınlaşması ile birlikte işletmelerin kendi bünyesinde, yerinde ve etkin muhasebe sistemi kurmaları zamanla kaçınılmaz bir hal alacaktır. Yerinde muhasebenin dışarıdan alınacak aktif bir danışmanlık ve denetim hizmeti ile desteklenmesi en makul olanıdır.

 

 

Bağımsız çalışan bir meslek mensubu, hem meslek yasasından gelen yükümlülüklerine aykırı düşmemek adına hem de diğer ilişkili olunan mevzuat hükümleri kapsamında olası bir usulsüz işlemin içine dahil olma riskine karşın kesinlikle ‘’yasal yükümlülükleri’’ haricinde mükellefin muhasebe sürecine dahil olmamalıdır. (müşteri adına belge düzenlemek, müşteri adına kayıt, belge ve defter saklamak vb.)

Müşteri adına belge düzenlenmesi hallerinde; İşletmenin stoklarına birebir hakim olmadan stokta olmayan bir ürüne fatura düzenlenmiş olabilir. İşletme bünyesinde fatura içeriğindeki teknik hizmeti gerçekleştirecek nitelik ve sayıda personel yoktur ve buna rağmen bir hizmet faturası düzenlenmiş olabilir. Fatura herhangi bir nedenle inceleme konusu olduğunda müşteri benim bilgim dışında düzenlenmiştir, ben düzenlemedim diyebilir. Müşteriden gelen bilgiler doğrudur ancak meslek mensubu hatalı / eksik bir düzenleme yapmış olabilir. Bu ve benzeri örnekleri çoğaltabiliriz. Benzer hallerde tarafların yaşayabileceği hak kayıplarını ve karşılaşılabilecek ağır yaptırımları iyi analiz etmek gerekir.

 

 

Müşteri ile bağımsız çalışan bir Mali Müşavirin arasındaki hizmet ilişkisinin ön! muhasebe içerikli hizmet ilişkisine dönüşmesine fırsat verilmemelidir. Bu hizmeti almak isteyen mükellefler, kendi bünyesinde ve kontrolünde en azından bir ön muhasebe elemanı istihdam etmeyi tercih etmelidir. Mali Müşavirden alınacak hizmet içeriğinin boyutları bambaşkadır.

 

 

Müşterilerin kendi yükümlülükleri, iş ve işlemleri için bir ön muhasebe personeli istihdamından küçük hesaplar yaparak kaçınması karşılığında, benim mesleğimin gerektirdiği eğitim, bilgi, beceri, donanım, emek, vakit ve en önemlisi mesleğimin taşıdığı riskin o küçük hesaplara sığdırılmasına müsaade edilmemelidir. Müşterinin çok özel ve istisnai durumu vardır evet, ama onun dışında taviz verilmesi elektronik uygulamaların varlık amacına da aykırı düşecektir.

 

 

Henüz çoğu mükellef uygulamanın varlığından bihaber. Mükellefi bilgilendirmek yerine ‘’eyvah müşteriler zorlanacak, bu faturaları nasıl düzenleyecekler, bu iş üzerimize kalır’’ söylemleri ve bakış açısıyla e-belge düzenlemeye talip olunursa,  e-uygulamalar vesilesiyle mali müşavirlik mesleğini bir tık ileri taşımak yerine, mesleği varlık amacından çok uzaklaştırarak ön muhasebe düzeyine indirgemeye kimsenin hakkı yoktur. Mali Müşavirler olarak mesleki sorumluluk alanımızla ilgili olarak üzerimize vazife olanı yapmamız yeterlidir; mevzuat kapsamındaki görevlerimizi, gerekli yönlendirme, bilgilendirmeleri ve denetim hizmetini eksiksiz yerine getirmek gibi.

 

Mükellefler, uygulamaya dair bilgi sahibi olmalarına ve Mali Müşavirlerince kendilerine verilen desteğe rağmen işletme organizasyon yapılarına yönelik eksikleri gidermede ve elektronik sürece uyum sağlamakta halen zorluk yaşıyorlarsa, üye olunan odalardan, Ticaret Bakanlığından ve Maliye Bakanlığından eğitim ve yapılanma desteği talep edebilirler. Böyle bir ihtiyacın varlığı çok nettir ve mükelleflere sağlanması elzemdir. Bizler de meslek mensupları olarak talep edilmesi halinde memnuniyetle ilave desteğimizi veririz. Bu kapsamda üzerimize düşenin, asla müşteriye ön muhasebe hizmeti vermek ve belge düzenlemek olduğu algılanmamalıdır.

3568 sayılı Meslek Yasası ve Yönetmeliğinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin çalışma konuları tanımlanmıştır. Mevzuattan gelen yükümlülüklerin dışına çıkmamak, tarafların (mükellef- meslek mensubu-kamu) haklarını korumak adına yerinde bir hareket olacaktır.

 

 

Başkanlık, e-Belge uygulamaları kapsamında e-Belgenin düzenlenip muhataplarına iletimi sırasında, belge içeriğine yönelik analizleri; mükellefin faaliyet alanı, kapasitesi, alım-satıma konu mal ve hizmetlerin türü, niteliği veya Başkanlık sistemlerinde var olan her türlü bilgileri kullanarak yapmaya, bu analizler sonucunda riskli olduğu değerlendirilen belgelerin muhataplarına iletilmesini durdurabilecektir.

 

 

Belge içeriğinin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu hususunda tereddüt edilen durumlarda belgeler riskli olarak değerlendirilecektir.

Tebliğde yer verilen bu ve benzeri hükümler de gösteriyor ki, belirlenmiş muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslara uyarlı şekilde defter, kayıt ve belgeleri oluşturmanın önemi elektronik süreçte daha da belirgin hal alacaktır.

 

 

Zamanla e-uygulamaların kapsamı daha da genişleyecektir. Hazır vakit varken geçiş süresi öncesi, mükelleflerin dahil oldukları mevzuat hükümlerini gözden geçirerek muhasebe yapılarına yönelik önlemlerini almaları süreç boyunca karşılaşılabilecek istenmeyen halleri önlemeye yardımcı olacaktır.

Aksi halde, e-Uygulamaların yaygınlaşmasıyla birlikte muhasebe sürecinin günü kurtaracak beyanname düzenleme faaliyetinden çok daha fazlası olduğu hususu bazıları için ağır tecrübe edilerek öğrenilmiş olacaktır.

 

 

 











Sponsorlu Bağlantı


Diğer Yazılar